FORMÜLÜ
Her bir film tablet, 10 mg essitalopram'a eşdeğer essitalopram oksalat ve boyar madde
olarak titanyum dioksit (E171) içerir.
FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
Essitalopram, bisiklik fitalan türevi olan rasemik sitalopramın saf S enantiyomeridir.
Farmakodinamik özellikler
Essitalopram, oral yoldan uygulanan bir seçici serotonin (5-HT) geri-alım inhibitörüdür
(SSRI). Merkezi sinir sisteminde 5-HT geri-alımının inhibisyonu yoluyla serotonerjik etkinliği
artırarak etki gösterdiği düşünülmektedir. Essitalopramın nöronlarda noradrenalin ve
dopamin geri-alımı üzerinde minimal etkili olması, oldukça seçici bir serotonin geri-alım
inhibitörü olduğunu göstermektedir. Essitalopram, 5-HT geri-alım inhibisyonu ve 5-HT nöron
ateşleme hızı inhibisyonu açısından R-enantiyomerine göre en az 100 kat daha etkilidir.
Essitalopramın, serotonerjik (5-HT1-7), dopaminerjik (D1-5), alfa ve beta-adrenoseptörler,
histaminerjik (H1-3) muskarinerjik (M1-5), benzodiyazepin reseptörlerine afinitesi çok düşüktür
veya hiç yoktur.
Essitalopram, aralarında Na+ , K+, Cl- ve Ca++ kanallarının da bulunduğu çeşitli iyon
kanallarına bağlanmaz veya afinitesi azdır.
Farmakokinetik özellikler
Emilim
Tek doz veya tekrarlanan dozlarda uygulandığında, essitalopramın farmakokinetiği
doğrusaldır ve günde 10-30 mg doz aralığında doz orantılıdır. Çoklu doz uygulamaları
sonrasında ortalama tmaks 4 saattir. Essitalopramın
emilimi gıdalardan bağımsızdır. Mutlak
biyoyararlanımı yaklaşık % 80'dir.
Dağılım
Essitalopram ve ana metabolitlerinin plazma proteinlerine bağlanma oranı % 80'in altındadır.
Dağılım hacmi yaklaşık 12-26 l/kg'dır. Sabit plazma derişimlerine yaklaşık bir haftada ulaşılır.
Metabolizma
Plazmada esas olarak değişmemiş essitalopram olarak bulunur. Karaciğerde, S-
demetilsitalopram (S-DCT) ve S-didemetilsitalopram (S-DDCT) metabolitlerine metabolize
olur. Tekrarlanan dozlarda, S-DCT derişimleri essitalopram derişiminin % 28-31'idir ve S-
DDCT derişimi essitalopram derişiminin % 5'inden düşüktür. Ayrıca, azot'un oksidasyonu ile
N-oksit metaboliti ve glukuronid metabolitleri oluşabilir. Essitalopramın demetilasyonunda,
esas olarak, sitokrom P450 (CYP) 2C19 rol oynamaktadır; CYP 3A4 ve CYP 2D6'nın katkısı
da olasıdır. Essitalopramın 5-HT geri-alımını S-DCT'den 7 ve S-DDCT'den 27 kat daha
potent olarak inhibe etmesi, metabolitlerin antidepresan etkinliğe katkısının bulunmadığını
düşündürmektedir. Metabolitlerinin reseptörler ve iyon kanalları üzerinde etkisi çok azdır
veya bulunmamaktadır.
Atılım
Essitalopramın oral klerensi dakikada 600 ml olup, yarılanma ömrü yaklaşık 30 saattir. Ana
metabolitlerinin yarılanma ömürleri daha uzundur. Essitalopram ve ana metabolitleri esas
olarak metabolitleri şeklinde idrarla atılır.
Yaşlılarda farmakokinetik
65 yaş üstündeki kişilerde, eğri altı alan (EAA) ve t1/2 yaklaşık % 50 artarken, tmaks değişmez
('Kullanım şekli ve dozu' bölümüne bakınız).
Karaciğer bozukluğunda farmakokinetik
Karaciğer işlevleri azalmış hastalarda essitalopram farmakokinetiği araştırılmamıştır. Bu
hasta grubunda, sitalopram klerensi % 37 azalır ve yarılanma ömrü iki kat uzar. Sitalopram
enantiyomerleri ayrı ayrı araştırılmadığından, bu hastalarda dikkatli olunmalıdır ('Kullanım
şekli ve dozu' bölümüne bakınız).
Böbrek bozukluğunda farmakokinetik
Böbrek işlevleri hafif ve orta derecede azalmış kişilerde, sitalopram klerensi % 17 azalır; bu
hastalarda doz ayarlaması gerekmez. Böbrek işlevleri ileri derecede bozulmuş (kreatinin
klerensi < 20 ml/dakika) kişilerde essitalopram farmakokinetiğine ilişkin veri bulunmamaktadır
('Kullanım şekli ve dozu' bölümüne bakınız).
ENDİKASYONLARI
Majör depresif durumlar ve
Agorafobili veya agorafobisiz panik bozukluğu
Sosyal bunaltı bozukluğu
Yaygın bunaltı bozukluğu
tedavisinde endikedir.
KONTRENDİKASYONLARI
Bileşiminde bulunan maddelerden herhangi birine veya essitalopram'a karşı aşırı duyarlılığı
bulunan kişilerde ve non-selektif geri dönüşümsüz mono-amin oksidaz inhibitörleriyle (MAOI)
birlikte kullanılması kontrendikedir.
UYARILAR/ÖNLEMLER
Aşağıdaki 'Uyarı ve Önlemler', SSRI terapötik sınıfındaki tüm ilaçları kapsar:
Antidepresan ilaçların özellikle çocuk ve gençlerdeki kullanımlarının, intihar, düşünce
ya da davranışlarını artırma olasılığı bulunmaktadır. Bu nedenle özellikle tedavinin
başlangıcı ve ilk aylarında, ilaç dozunun artırılma, azaltılma ya da kesilme
dönemlerinde hastanın gösterebileceği huzursuzluk, aşırı hareketlilik gibi beklenmedik
davranış değişiklikleri ya da intihar olasılığı gibi nedenlerle hastanın gerek ailesi
gerekse tedavi edicilerle yakınen izlenmesi gereklidir.
Çocuklarda olduğu gibi yetişkinlerde de antidepresan ilaçların kullanımı gerektiğinde
özellikle ilk 5 ay ve doz değiştirme durumlarında daha fazla olmak üzere, hastaların
intihar, düşünce ve davranışlarında artış olasılığı yönünden uyarılması ve yakın takibi
gereklidir.
Monoamin oksidaz inhibitörleri (MAOI) ile serotonin geri alım inhibitörü (SSRI) ilaçları
birlikte kullanan hastalarda; hipertermi, rijidite, miyoklonus, hayati bulguların olası
dalgalanmasıyla seyreden otonomik instabilite ile deliryum veya komaya ilerleyen
ajitasyonu içeren mental durum değişiklikleri gibi ciddi ve bazen fatal olabilen
reaksiyonlar bildirilmiştir. Bu reaksiyonlar, kısa bir süre önce SSRI tedavisini bırakmış
ve MAOI tedavisine başlamış hastalarda da bildirilmiştir. Bazı vakalar nöroleptik
malign sendroma benzer belirtiler göstermiştir. Ayrıca; SSRI'lar ve MAOI'lerinin
birlikte kullanımının kan basıncını yükseltebileceği ve eksitasyonu uyarabileceği
konusunda hayvan çalışmalarına ait veriler bulunmaktadır. Bu nedenle; essitalopramın
bir MAOI ile birlikte veya MAOI ile tedaviyi bıraktıktan sonraki 14 gün içinde
kullanılmaması önerilmelidir. Benzer olarak, essitalopram tedavisini bıraktıktan sonra
bir MAOI ile tedaviye başlamak için en az 14 gün süre geçmelidir.
Paradoks anksiyete - Panik bozukluğu olan bazı hastalarda, antidepresan tedavinin
başlangıcında, anksiyete semptomlarında artış gözlenebilir.Bu paradoks reaksiyon,
çoğunlukla tedaviye başlanmasından itibaren 2 hafta içinde kaybolur. Olası paradoks
anksiyojenik etkileri azaltmak için, tedaviye düşük dozla başlanması önerilir.
Nöbetler - Nöbet gözlenen bütün hastalarda ilaç kullanımı sonlandırılmalıdır. Stabil olmayan
epileptik hastalara SSRI verilmemeli ve epilepsisi kontrol altında olan hastalar ise dikkatle
izlenmelidir. Nöbet sıklığında artış görülürse, SSRI kullanımı sonlandırılmalıdır.
Mani - Öyküsünde mani/hipomani olan hastalarda, SSRI'lar dikkatle kullanılmalıdır. Hasta
manik faza girerse, SSRI kullanımı sonlandırılmalıdır.
Diyabet - Diyabetli hastalarda, SSRI tedavisi, kan şekeri düzeylerini değiştirebilir. İnsülin
ve/veya oral hipoglisemik ilacın dozunun yeniden ayarlanması gerekebilir.
Hiponatremi - Nadiren, muhtemelen yetersiz antidiüretik hormon (ADH) salgısı nedeniyle,
SSRI kullanımı ile hiponatremi oluştuğu ve tedavinin sonlandırılması ile hiponatreminin
düzeldiği bildirilmiştir. Yaşlı hastalar, sirozu olanlar veya hiponatremi oluşturduğu bilinen
ilaçlar ile tedavi edilen hastalar gibi risk altında olanlarda, dikkatle kullanılmalıdır.
Kanama - SSRI'lar ile tedavi sırasında, ekimoz, purpura gibi yüzeyel kanama bozuklukları
bildirilmiştir. Özellikle oral antikoagülanlar, trombosit işlevlerini etkilediği bilinen (atipik
antipsikotikler ve fenotiyazin, trisiklik antidepresanların çoğu, asetil salisilik asit ve non-
steroid anti-enflamatuvar ilaçlar gibi) bazı ilaçlarla birlikte SSRI kullanılması veya kanama
eğilimi olan hastalar tarafından kullanılması konusunda dikkatli olunmalıdır.
EKT (elektrokonvülsif tedavi) - SSRI'lar ile EKT'nin birlikte uygulanmasına ilişkin yayınlanmış
klinik deneyim sınırlı olduğundan, dikkatli olunması önerilir.
Serotonin sendromu - Sumatriptan veya diğer triptanlar, tramadol ve triptofan gibi
serotonerjik etkili ilaçlarla birlikte essitalopram kullanımında dikkatli olunmalıdır. SSRI'larla
birlikte serotonerjik ilaç kullanan hastalarda, serotonin sendromu ender olarak bildirilmiştir.
Ajitasyon, tremor, miyokloni ve hipertermi gibi semptomların birlikte gözlenmesi, bu durumun
geliştiğini gösterebilir. Böyle durumlarda, SSRI ve serotonerjik ilaç kullanımı derhal
sonlandırılmalı ve semptomatik tedavi başlatılmalıdır.
Çekilme reaksiyonları - Olası çekilme reaksiyonlarının görülmesini önlemek amacıyla,
essitalopram tedavisine 1 ila 2 haftalık süre içinde yavaş yavaş doz azaltılarak son
verilmelidir. ('Kullanım şekli ve dozu' bölümüne bakınız).
Çocuklarda ve ergenlerde kullanım
18 yaş altı grupta güvenilirliği ve etkinliği saptanmadığından kullanımı önerilmez.
Hamilelik ve emzirme döneminde kullanım
Gebelik kategorisi 'C' dir.
Essitalopram'ın, insanlardaki gebelik ve emzirme dönemlerindeki kullanıma ilişkin güvenilirlik
bilgileri yoktur. Bu nedenle, kesinlikle gerekli ise ve ancak risk/yarar durumu dikkatle
değerlendirildikten sonra hamilelerde kullanılmalıdır.
Essitalopramın anne sütüne geçmesi beklenir. Emziren kadınlara essitalopram
uygulanmamalı veya emzirme sonlandırılmalıdır.
Araç ve makine kullanımı üzerine etkileri
Essitalopram entellektüel işlevleri ve psikomotor performansı etkilemese de, psiko-aktif
ilaçlar karar mekanizmasını veya yetenekleri bozabilir. Hastalar, araç ve makine kullanım
yeteneklerinin potansiyel olarak etkilenebileceği konusunda uyarılmalıdır.
YAN ETKİLER/ADVERS ETKİLER
Tedavinin ilk 1 ila 2 haftalık bölümünde daha sık karşılaşılan advers etkiler genellikle
tedavinin devam eden dönemlerinde şiddet ve sıklık açısından azalma gösterir.
SSRI gibi antidepresanlar ile uzun süreli tedaviden sonra çekilme reaksiyonları meydana
gelebilir. Tedavinin sonlandırılmasıyla ortaya çıkan çekilme reaksiyonları, SSRI gibi
antidepresanların bağımlılık yaptığını göstermez.
Essitalopram ile uygulanan çift-kör, plasebo kontrollü çalışmalarda, plaseboya oranla daha
sık gözlenen advers etkiler şunlardır:
Çok sık (% 10'dan fazla)
Gastro-intestinal sistem: Bulantı
Sık (%10'dan az, % 1'den fazla)
Metabolizma: İştah azalması.
Psikiyatri: Libido azalması, kadında anorgazmi.
Sinir sistemi: İnsomni, somnolans, baş dönmesi
Solunum sistemi: Sinüzit, esneme.
Gastro-intestinal sistem: Diyare, konstipasyon.
Cilt: Terleme artışı.
Genito-üriner sistem: Ejakülasyon bozukluğu, empotens.
Genel: Yorgunluk, pireksi.
Nadir gözlenenler (%1'den az, %0,1'den fazla)
Sinir sistemi: Tat alma ve uyku bozukluğu
Sınıf olarak, SSRI'larla ortaya çıkan advers etkiler şunlardır:
Kardiyovasküler: Postural hipotansiyon
Metabolizma ve beslenme: Hiponatremi, yetersiz ADH salınımı
Göz: Görme bozukluğu
Gastro-intestinal: Bulantı, kusma, ağız kuruluğu, diyare, anoreksi
Hepato-biliyer: Karaciğer işlev testlerinde bozukluk
Kas-iskelet: Artralji, miyalji
Nörolojik: Nöbetler, tremor, hareket bozukluğu, serotonin sendromu
Psikiyatrik: Halüsinasyonlar, mani, konfüzyon, ajitasyon, anksiyete, depersonalizasyon,
panik
ataklar, sinirlilik
Üriner: İdrar retansiyonu
Genital: Galaktore, (empotens, ejakülasyon bozukluğu, anorgazmi gibi) cinsel işlev
bozuklukları
Cilt: Döküntü, ekimoz, kaşıntı, anjiyo-ödem, terleme
Genel: İnsomni, baş dönmesi, yorgunluk, sersemlik hali, anafilaktik reaksiyonlar.
BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE, DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.
İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ VE DİĞER ETKİLEŞİMLER
Farmakodinamik Etkileşimler :
Kontrendike kombinasyonlar:
Non-selektif MAO inhibitörleri (MAOI): Essitalopramın non-selektif MAOI'leri ile birlikte
kullanımı kontrendikedir (Bakınız: Uyarılar/Önlemler).
Önerilmeyen kombinasyonlar:
Geri-dönüşümlü, selektif MAO-A inhibitörü (moklobemid): Serotonin sendromu riskinden
ötürü, essitalopram'ın bir MAO-A inhibitörü ile birlikte kullanımı önerilmez. Eğer bu
kombinasyon gerekli ise, önerilen en küçük dozla başlanmalı ve hasta yakından izlenmelidir.
Kullanımı önlem gerektiren kombinasyonlar:
Selejilin: Serotonin sendromu gelişmesi riskinden ötürü, geri-dönüşümsüz MAO-B inhibitörü
olan selejilin ile birlikte kullanımında dikkatli olunmalıdır. 10 mg/gün'e kadar olan selejilin ile
birlikte sitalopram, güvenle kullanılmıştır.
Serotonerjik ilaçlar: Serotonerjik ilaçlarla (örneğin tramadol, sumatriptan ve diğer triptanlar)
birlikte kullanımı, serotonin sendromuna yol açabilir.
Nöbet eşiğini düşüren ilaçlar: SSRI'lar, nöbet eşiğini düşürebilir. Nöbet eşiğini düşürebilen
diğer ilaçlarla birlikte kullanırken dikkatli olunmalıdır.
Lityum, triptofan: SSRI ile lityum veya triptofan ile birlikte kullanıldığında, etkilerin arttığı
yönünde raporlar bulunduğundan, birlikte kullanılırken dikkatli olunmalıdır.
Hypericum perforatum (St. John's Wort): SSRI'ların, Hypericum perforatum içeren bitkisel
ürünlerle birlikte kullanımı, advers reaksiyonların oluşumunda artışa yol açabilir.
Oral antikoagülanlar: Essitalopram ile oral antikoagülanlar birlikte verildiğinde, antikoagülan
etkide değişiklik görülebilir. Oral antikoagülan kullanan hastalarda essitalopram tedavisine
başlanırken veya essitalopram tedavisi sonlandırılırken pıhtılaşma ölçütlerinin dikkatle
izlenmesi gerekir.
Alkol: Essitalopram ile alkol arasında, farmakodinamik veya farmakokinetik etkileşim
beklenmemektedir. Ancak, diğer psikotrop ilaçlarla olduğu gibi, alkol ile birlikte kullanımı
önerilmez.
Hemostazisi etkileyen ilaçlar (NSAID, Aspirin, Varfarin, vb.): Trombositler tarafından salınan
serotonin, hemostaziste önemli bir rol oynar. Epidemiyolojik çalışmalar, serotonin geri alımını
etkileyen ilaçlar ile üst gastrointestinal sistemde kanama ortaya çıkması arasında ilişki
olduğunu ve birlikte bir NSAID veya aspirin kullanımının da kanama riskini artırdığını
göstermiştir. Bu nedenle, hastalar bu tür ilaçları essitalopram ile birlikte kullanmamaları
konusunda uyarılmalıdır.
Farmakokinetik Etkileşimler :
Diğer ilaçların essitalopram farmakokinetiği üzerindeki etkileri
Essitalopram genellikle CYP 2C19 ile metabolize olur. CYP 3A4 ve CYP 2D6 da bir dereceye
kadar metabolizasyonuna katkıda bulunur. Esas metaboliti olan S-DCT'nin ise kısmen CYP
2D6 tarafından metabolize edildiği düşünülmektedir.
CYP 2C19'u inhibe eden ilaçlarla birlikte kullanımı, essitalopram'ın plazma derişiminin
artması ile sonuçlanır. Bu tip ilaçlarla (ör. omeprazol) birlikte kullanımda dikkatli olunması
önerilmektedir. Essitalopram dozunun azaltılması gerekebilir.
Sitalopramın, orta dereceli bir genel enzim inhibitörü olan simetidin ile birlikte kullanımı,
sitalopram plazma derişiminin % 45'den fazla artmasına neden olur. Essitalopram derişiminin
ne ölçüde arttığı bilinmemektedir. Bu nedenle, yüksek dozda simetidin ile birlikte yüksek doz
essitalopram kullanımında dikkatli olunması gerekir.
Essitalopramın diğer ilaçların farmakokinetiği üzerine etkileri
Essitalopram CYP 2D6 enzimini orta derecede inhibe eder. Bu enzimle metabolize olan, dar
terapötik indekse sahip (flekainid, propafenon ve kalp yetmezliğinde kullanılan metoprolol
gibi) veya çoğunlukla CYP 2D6 tarafından metabolize olan (desipramin, klomipramin,
nortriptilin gibi antidepresanlar veya risperidon, tiyoridazin ve haloperidol gibi antipsikotikler
gibi) merkezi sinir sistemi ilaçlarıyla birlikte kullanılırken dikkatli olunmalıdır. Doz ayarlaması
yapılması gerekebilir.
Desipramin veya metoprolol ile birlikte kullanımı, bu her iki CYP 2D6 substratının plazma
düzeyini iki katına çıkarmıştır.
Yapılan in vitro çalışmalarda, essitalopram'ın CYP 2C19'un zayıf inhibisyonuna neden
olduğu gösterilmiştir. CYP 2C19 ile metabolize olan ilaçlarla birlikte kullanılırken özenli
olunmalıdır.
Digoksin: Essitalopramın digoksin ile birlikte kullanımı, digoksinin farmakokinetiğini
değiştirmemiştir.
KULLANIM ŞEKLİ VE DOZU
Essitalopram , günde tek doz olarak, besinlerle birlikte veya öğün aralarında kullanılabilir.
20 mg'ın üzerindeki günlük dozlara ilişkin güvenilirlik kanıtlanmamıştır.
Majör depresyon tedavisi:
Günde bir kez 10 mg olarak alınır. Hastanın yanıtına bağlı olarak, doz günde maksimum 20
mg'a çıkabilir.
Antidepresan yanıt için genelde 2-4 hafta gerekir. Alınacak yanıtın konsolidasyonu için en az
6 aylık tedavi süresi gerekmektedir.
Agorafobili ve agorafobisiz panik bozukluğu tedavisi:
Günlük 10 mg'lık doza geçilmeden önce, ilk hafta günde 5 mg'lık başlangıç dozu
uygulanmalıdır. Doz, daha sonra, hasta yanıtına bağlı olarak, günde 20 mg'a çıkarılabilir.
Maksimum etki, yaklaşık 3 ay sonra alınır. Tedavi birkaç ay sürer.
Sosyal bunaltı bozukluğu tedavisi
Günde bir kez 10 mg olarak alınır. Hastanın bireysel yanıtına göre, doz günde maksimum 20
mg'a çıkılabilir.
Yaygın bunaltı bozukluğu
Günde bir kez 10 mg olarak kullanılır. Hastanın bireysel yanıtına göre, doz günde maksimum
20 mg'a çıkılabilir.
Yaşlı hastalar (65 yaş üstü):
Başlangıç tedavisinde, önerilen dozun yarısı ve devamında da daha düşük maksimum doz
uygulanmalıdır.
Çocuklar ve ergenler(<18) :
Bu yaş grubunda güvenilirliği ve etkinliği araştırılmadığından kullanımı önerilmez.
Böbrek işlevleri azalmış hastalar:
Hafif ve orta dereceli böbrek bozukluğu bulunan hastalarda doz ayarlaması gerekmez. Ciddi
böbrek yetmezliği olan (kreatinin klerensi<20 ml/dakika) hastalarda dikkatli olunmalıdır.
Karaciğer işlevleri azalmış hastalar
İlk iki hafta için başlangıç dozu olarak 5 mg uygulanması önerilir. Hastanın yanıtına bağlı
olarak doz 10 mg'a yükseltilebilir.
CYP 2C19 zayıf metabolize edici hastalar :
CYP 2C19'un zayıf metabolize edici özellikte olduğu hastalarda tedavinin ilk 2 haftalık
bölümünde başlangıç dozu olarak 5 mg kullanılması önerilir. Bireysel yanıta bağlı olarak doz
10 mg'a yükseltilebilir.
Tedaviye son verilmesi:
Olası çekilme reaksiyonlarını önlemek için, essitalopram tedavisine, doz 1 ila 2 haftalık süre
içerisinde yavaş yavaş azaltılarak, son verilmelidir.
DOZ AŞIMI VE TEDAVİSİ
Essitalopramın doz aşımına ilişkin klinik veri kısıtlıdır. Bununla birlikte, 190 mg dozda alınan
essitalopram'ın ciddi belirtilere neden olmadığı bildirilmiştir.
Belirtiler :
Aşırı dozda (600 mg'dan fazla) sitalopram alınmasına bağlı olarak baş dönmesi, tremor,
ajitasyon, somnolans, bilinç kaybı, nöbetler, taşikardi, EKG'de ST-T değişiklikleri, QRS
kompleksinin genişlemesi, QT aralığında uzama, aritmi, solunum depresyonu, kusma,
rabdomiyoliz, metabolik asidoz, hipokalemi gibi belirtiler gözlenebilir. Essitalopramın aşırı
dozda alınması sonucunda da benzer belirtilerle karşılaşılması beklenir.
Tedavi :
Spesifik bir antidot mevcut değildir. Solunum yolu açık tutulmalı ve yeterli oksijen verilerek
solunum işlevlerini yerine getirmesi sağlanmalıdır.
Oral alımdan sonra olası en kısa zaman içerisinde mide lavajı yapılmalıdır. Genel
semptomatik destek tedavisinin uygulandığı süre boyunca kardiyak ve yaşamsal belirtiler
yakından izlenmelidir.
SAKLAMA KOŞULLARI
25C altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.
Çocukların ulaşamayacakları yerlerde ve ambalajında saklayınız.
TİCARİ TAKDİM ŞEKLİ VE AMBALAJ MUHTEVASI
14 ve 28 film tabletlik ambalajlarda.
RUHSAT SAHİBİ
Eczacıbaşı İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Büyükdere Cad. Ali Kaya Sok. No:7
Levent 34394 İstanbul
ÜRETİM YERİ
Eczacıbaşı Sağlık Ürünleri San.ve Tic. A.Ş.
Küçükkarıştıran 39780 Lüleburgaz
Ruhsat tarihi: 24.02.2006
Ruhsat no: 207/49
Prospektüs onay tarihi: 02.03.2006
Reçete ile satılır.
Tescil edilmiş marka