CLIMEN 21 DRAJE Prospektüs

Climen®
Formülü
Takvimli ambalajda, beherinde 2 mg Estradiol valerat içeren 11 beyaz draje ve 2 mg
Estradiol valerat ve 1 mg Siproteronasetat içeren 10 pembe renkli draje bulunur.
Yardımcı maddeler:
Şeker
Titan dioksit
Demir oksit pigmenti
Farmakolojik özellikleri
Farmakodinamik özellikleri
Climen’in estrogen içeriği estradiol valerat, doğal insan 17β-estradiolun prodrogudur.
İçeriğindeki diğer bileşen ise, progestagenik, antigonadotropik ve antiandrogenik
özelliklere sahip bir sentetik hidroksiprogesteron türevi olan siproteron asetattır.
Kullanımı süresince 11 günlük monofazik estrogen, 10 günlük estrogen progestogen
kombinasyonu alımına ve 7 günlük tedavisiz döneme uyulduğu taktirde Climen içeriği
ve siklik yapısıyla uterusu olan kadınlarda menstrüel kanamayı sağlar.
Climen kullanımı sırasında ovulasyon inhibe olmaz ve endogen hormon üretimi
nadiren etkilenir. Preparatın siklik kompozisyonu, perimenopozal kadınlardaki
düzensiz uterin kanamaları tedavi etmek amacıyla olduğu gibi, genç kadınlarda
siklusun oluşturulması ve düzenlenmesi amacıyla da kullanılabilmesini sağlar.
Klimakterik dönemde ovaryum kökenli estradiolun azalması ve sonuçta kesilmesi
termoregülasyonun instabilitesine yol açar ve bu da uyku düzensizliği ve aşırı terleme
ile birlikte görülen sıcak basmalarına neden olur. Derinin ve (özellikle ürogenital
bölgedeki) müköz membranların involusyon belirtileri belirgin şekilde etkilenir. Anjinal
yakınmalar, çarpıntı, irritabilite, sinirlilik, enerji ve konsantrasyon yetersizliği,
unutkanlık, libido kaybı ve eklem- kas ağrıları gibi semptomlar daha az spesifik
olmakla beraber sıklıkla klimakterik sendromun içinde tanımlanmaktadır. Hormon
replasman tedavisi (HRT) menopozal kadınlardaki bu semptomların çoğuna etki
gösterir.
Climen ile HRT uygulanması kemik rezorpsiyonunu azaltır ve postmenopozal kemik
kaybını yavaşlatır veya durdurur. Climen’le uzun dönem tedavinin, postmenopozal
kadınlarda periferik kırık riskini azalttığı gösterilmiştir. HRT kesildiğinde kemik kitlesi
postmenopozal dönemdeki ile karşılaştırılabilir bir hızla azalır. HRT’nin kemik kitlesini
premenopozal devredeki düzeylere getirdiği yolunda bir kanıt yoktur. HRT’nin aynı
zamanda deri kollagen içeriği ve deri kalınlığı üzerinde olumlu etkileri vardır ve
derinin kırışma sürecini yavaşlatabilir. Ek olarak, siproteron asetatın antiandrogenik
özellikleri, Climen’in androgen ile ilişkili bozukluklara (akne, sebore, androgenik
alopezi) yönelik sağlayacağı yararları destekleyebilir.
Climen ile HRT uygulanması lipid profilini değiştirir. Total kolesterol ve LDL-
kolesterolu azaltır ve HDL-kolesterol ve trigliserid düzeylerini yükseltebilir.
Androgenik etkilerinin olmamasına bağlı olarak, siproteron asetat Climen içeriğindeki
estrogenin metabolik etkilerine hiç ya da çok az etkisi bulunur. Climen’in yararlı
etkileri özellikle anlamlı aterojenik lipoprotein paterni bulunan kadınlarda belirgin
bulunmuştur.
Climen’de olduğu gibi estrogen replasmanına siklus başına en az 10 gün
progestogen eklenmesi uterusu olan kadınlarda endometrial hiperplazi ve
adenokarsinom riskini azaltır. Estrogen replasman tedavisine eklenen bir
progestogenin, estrogenin onaylanmış endikasyonlarına ilişkin etkinliği ile etkileştiği
gösterilememiştir.
Gözlemsel çalışmalarda ve geniş kapsamlı bir klinik çalışmada HRT alan
postmenopozal kadınlarda kolon kanseri morbiditesinde azalma gösterilmiştir.
Mekanizma bilinmemektedir.
Farmakokinetik özellikleri
• Estradiol valerat
Estradiol valerat hızla ve tümüyle absorbe edilir. Estradiol valeratın oral uygulaması
sonrasında estradiolün sadece % 3’ü biyoyarlanım gösterir. Gıda ile birlikte alımı
estradiolün biyoyrarlanımını etkilemez.
Estradiolün maksimal plazma düzeyleri olan yaklaşık 30 pg/ml’ye genellikle draje
alımından 4-9 saat arasında ulaşılır.
Estradiol albumin ve seks hormon bağlayıcı globuline (SHBG) bağlanır.
Estradiol valeratın metabolizması, ester ayrışmasını takiben endojen estradiolün
biyotransformasyon yollarını takip eder.
• Siproteron asetat
Siproteron asetat’ın mutlak biyoyararlanımı oral uygulama sonrasında uygulanan
dozun yaklaşık % 88 kadarıdır.
Maksimum plazma konsantrasyonları olan yaklaşık 8 ng/ml’ye 1 mg siproteron
asetatın tek doz uygulamasından 1-2 saat sonra ulaşılır. Bunu takiben siproteron
asetat plazma düzeyleri iki fazda 0.8 saat ve 2-3 günlük yarılanma ömürleri ile düşer.
Siproteron asetat hemen hemen tamamiyle serum albuminine bağlanır.
Ana metaboliti 15β-hidroksi türevidir.
Siproteron asetatın plazmadan klirens oranı 3.6 ml/dak./kg’dır.
Alınan dozun büyük bir kısmı metabolitleri şeklinde yaklaşık 1.9 günlük bir yarılanma
ömrü ile ve böbrekler ve safra yolu ile 3:7 oranıyla atılır.
Endikasyonları
Klimakterik şikayetlerde hormonal replasman tedavisi, deri ve urogenital traktüsün
involusyonunda, klimakteriumda depresif ruh halleri, uterusu olan kadınlarda doğal
menopoz veya hipogonadizm, kastrasyon veya primer ovaryan yetmezliğe bağlı
eksiklik semptomları;
postmenopozal osteoporozun önlenmesi;
Düzensiz menstrüel siklüslerin kontrolu;
Primer veya sekonder amenorenin tedavisi.
Kontrendikasyonları
Aşağıdaki koşulların varlığında HRT’ye başlanmamalıdır. HRT kullanımı sırasında bu
koşullardan herhangi birinin ortaya çıkması durumunda tedavi derhal kesilmelidir:
• Gebelik ve laktasyon
• Tanı konmamış vajinal kanama
• Meme kanseri ya da şüphesi
• Seks hormonlarından etkileniyorsa pre-malign durumlar veya maligniteler ya da
şüphesi
• Karaciğer tümörü varlığı (benign veya malign)
• Şiddetli karaciğer hastalığı
• Akut arteriyel tromboembolizm (ör. Miyokard enfarktüsü, inme)
• Aktif derin ven trombozu, tromboembolik bozukluklar veya bunlara ilişkin
belgelendirilmiş öykü.
• Şiddetli hipertrigliseridemi
• Climen’in bileşenlerinden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık.
Uyarılar/önlemler
Climen kontraseptif olarak kullanılamaz.
Gerektiğinde, kontrasepsiyon için (takvim metodu yada temperatür metodu dışında)
hormonal olmayan yöntemler uygulanmalıdır. Eğer bir gebeliğin mevcut olma olasılığı
varsa, draje alımına kesin teşhise kadar ara verilmesi gerekir (Bakınız: Gebelik ve
laktasyon).
Aşağıda belirtilen koşullar/risk faktörleri mevcutsa ya da kötüleşirse, HRT
başlanmadan ya da devam edilmeden önce bireysel bir risk-yarar analizi yapılmalıdır.
• Venöz tromboemboli
Randomize kontrollu çalışmalar ve epidemiyolojik çalışmalar, artmış bir venöz
tromboembolizm (VTE; derin ven trombozu veya pulmoner emboli) relatif riskine
işaret etmektedir. Venöz tromboemboli riski taşıyan kadınlarda HRT tedavisi
uygulaması önerilirken yarar-risk oranı dikkatle değerlendirilmelidir.
VTE için genellikle tanımlanan risk faktörleri, aile öyküsü (yakın akrabada nisbeten
erken yaşlarda ortaya çıkan VTE, genetik bir dispozisyona işaret edebilmektedir) ve
aşırı şişmanlıktır. VTE riski yaşla birlikte de artmaktadır. VTE'de variköz venlerin olası
rolü ile ilgili bir görüş bulunmamaktadır.
VTE riski uzun süreli immobilizasyon, majör elektif veya travma sonrası cerrahi
girişim ya da majör travma ile geçici olarak artabilir. Olayın durumuna ve
immobilizasyonun süresine bağlı olarak HRT uygulamasına geçici olarak ara
verilebilir. Trombotik bir olaya ilişkin bulgular ya da şüphesi söz konusu olduğunda
tedavi derhal durdurulmalıdır.
• Arteriyel tromboembolizm
Sürekli kombine konjuge estrogen ve MPA (Medroksiprogesteron asetat) ile yapılan
randomize kontrollu çalışmalarda kardiyovasküler yarara ilişkin bir kanıt
gösterilememiştir. Bu kombinasyonla yapılan geniş klinik çalışmalar, kullanımın ilk
yılında koroner kalp hastalığı riskinde olası bir artışı göstermiş, sonraki yıllarda ise
herhangi bir yarar gösterilememiştir. Sekonder bir sonuç olarak inme riskinde bir artış
gözlenmiştir. Diğer HRT ürünlerinin kardiyovasküler mortalite ve morbiditedeki
yararlarının gösterilmesi için yapılmış uzun süreli randomize kontrollu çalışmalar
mevcut değildir. Bu nedenle, artmış riskin diğer estrogen ve progestogenleri içeren
HRT ürünleri için de geçerli olup olmadığı bilinmemektedir.
• Endometrium kanseri
Uzun süre karşılanmamış estrogen etkisi endometrial hiperplazi veya karsinom
gelişmesi riskini artırır. Çalışmalar tedaviye progestogenlerin eklenmesinin riski
azalttığını göstermiştir
• Meme kanseri
Klinik ve gözlemsel çalışmalarda uzun süre HRT kullanmış kadınlarda meme kanseri
tanısı konma riskinde artma bildirilmiştir. Bulgular, erken tanıya, HRT'nin biyolojik
etkilerine ya da her ikisinin kombinasyonuna bağlı olabilir. Tedavinin süresiyle birlikte
(her kullanım yılına göre %2.3) göreceli risk artmaktadır. Bu, doğal menopozun
geciktiği kadınlarda her yıl için saptanan meme kanseri riski artışı ile karşılaştırılabilir
(gecikme yılı başına %2.8). Artmış risk oranı, HRT'nin kesilmesini izleyen ilk 5 yıl
süresince dereceli olarak ortadan kalkar. HRT kullanan kadınlarda saptanan meme
kanserinin, kullanmayan kadınlarda saptananlara göre daha çok meme ile sınırlı
kalma eğiliminde olduğu görülmektedir.
• Karaciğer tümörü
HRT ürünlerinin içerdiğine benzer hormonal etkili maddelerin kullanımı sonucu nadir
olgularda iyi huylu, çok nadiren de habis karaciğer tümörleri gözlemlenmiştir. Sınırlı
olguda bu tümörler yaşamı tehdit eden batın içi kanamalara yol açar. Şiddetli üst
abdominal ağrı, karaciğerde büyüme veya batın içi kanama bulguları ortaya çıkması
durumunda ayırıcı tanıda bir karaciğer tümörü göz önüne alınmalıdır.
• Safra kesesi
Estrogenlerin safranın litojenitesini artırdığı bilinir. Bazı kadınlar estrogen tedavisi
sırasında safra kesesi hastalığına predispozedir.
• Diğer durumlar
Migrenöz veya sık ve alışılmadık şiddetli başağrıları ilk kez ortaya çıkarsa veya bir
serebrovasküler oklüzyonun olası bulguları olabilecek semptomlar mevcutsa tedavi
derhal durdurulmalıdır.
HRT kullanımı ve klinik hipertansiyon gelişimi arasında genel bir ilişki
gösterilmemiştir. HRT alan kadınlarda kan basıncında küçük artışlar bildirilmiştir,
klinikle ilişkili artışlar nadirdir. Ancak HRT kullanımı sırasında klinik olarak anlamlı
uzamış hipertansiyon görülen olgularda HRT’nin kesilmesi göz önüne alınmalıdır.
Dubin-Johnson sendromu veya Rotor sendromu gibi hiperbilirübinemiler dahil olmak
üzere karaciğer fonksiyonlarının şiddetli olmayan bozukluklarında, yakın takip ve
karaciğer fonksiyonlarının periyodik olarak kontrol edilmesi gerekmektedir. Karaciğer
fonksiyon testlerinin kötüleşmesi durumunda HRT kullanımı durdurulmalıdır.
İlk kez gebelik sırasında veya daha önce seks steroidleri kullanımı sırasında ortaya
çıkmış olan kolestatik sarılığın veya kolestatik pruritusun tekrar ortaya çıkması,
HRT’nin derhal kesilmesini gerektirir.
Trigliserid düzeyleri orta derecede yüksek kadınlarda yakın takip gerekir. Bu
kadınlarda HRT, trigliserid düzeylerinin akut pankreatit riskine neden olabilecek
yükselmeler göstermesine yol açabilir.
HRT’nin periferik insülin direnci ve glukoz toleransı üzerinde etkisi olabilirse de, HRT
kullanan diabetiklerde genellikle tedavi tablosunda bir değişikliğe gerek yoktur. Ancak
diabetik kadınlar HRT kullanımı sırasında dikkatle izlenmelidir.
HRT kullanımı sırasında bazı hastalarda estrogenik stimülasyonun anormal uterus
kanaması gibi istenmeyen belirtileri gelişebilir. Tedavi sırasında sık tekrarlayan ya da
inatçı anormal uterus kanamaları endometrial değerlendirme için bir endikasyondur.
Düzensiz kanamaların tedavisi başarısız olursa, uygun tanısal yöntemlerle organik
hastalıklar ekarte edilmelidir.
Estrogen etkisi altında uterus myomları büyüyebilir. Bu gözlemlenirse tedavi
kesilmelidir.
Tedavi sırasında endometriozisin reaktive olması durumunda tedavinin kesilmesi
önerilir.
Prolaktinoma şüphesi olan durumlarda, tedaviye başlamadan önce bu olasılık ekarte
edilmelidir.
Özellikle kloazma gravidarum öyküsü olan kadınlarda kloazma bazen gelişebilir.
Kloazmaya eğilimi olan kadınlar HRT kullanımı sırasında güneş ışığından veya
ultraviyole ışınlarından sakınmalıdır.
Aşağıda belirtilen durumların HRT kullanımı sırasında ortaya çıktığı ya da kötüleştiği
bildirilmiştir. HRT kullanımı ile ilişkisi hakkında her hangi bir kanıt olmasa da, bu
yakınmaları olan ve HRT alan kadınlar dikkatle izlenmelidir:
Epilepsi
Benign meme hastalığı
Astım
Migren
Porfiri
Otoskleroz
Sistemik lupus eritematozus
Korea minör
Gebelik ve laktasyon
Gebelik kategorisi X’tir.
HRT gebelik ya da laktasyon sırasında kullanılmamalıdır.
Yaygın epidemiyolojik çalışmalar ne gebeliğinden önce seks hormonları kullanmış
olan kadınların çocuklarında doğumsal defekt riskinde herhangi bir artışı ne de erken
gebeliği süresince bu hormonların yanlışlıkla kullanıldığında oluşan bir teratojenik
etkiyi göstermemiştir.
Düşük miktarlarda seks hormonu insan sütüne geçebilmektedir.
Yan etkiler/advers etkiler
Uyarılar/önlemler bölümünde sayılan advers etkiler dışında, farklı HRT preparatları
kullananlarda aşağıdaki istenmeyen etkiler bildirilmiştir:
• Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Vajinal kanama paterninde değişiklikler ve anormal kanama veya akıntı, ara
kanamaları, lekelenme (Kanama düzensizlikleri genellikle tedavinin sürmesi sonucu
ortadan kalkar), dismenore, vajinal salgıda değişiklikler, premenstrüel-benzeri
sendrom, meme ağrısı, hassasiyeti veya büyümesi.
• Gastrointestinal bozukluklar
Dispepsi, şişkinlik, bulantı, kusma, abdominal ağrı
• Deri ve ciltaltı dokusunda bozukluklar
Kızarıklıklar, çeşitli deri rahatsızlıkları
• Sinir sistemi bozuklukları
Başağrısı, migren, baş dönmesi, anksiyete/depresif semptomlar, yorgunluk.
• Çeşitli
Çarpıntı, ödem, kas krampları, vücut ağırlığında değişiklikler, artmış iştah, libidoda
değişiklikler, görme bozuklukları, kontakt lenslere intolerans, aşırı duyarlılık
reaksiyonu.
BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.
İlaç etkileşmeleri
HRT başlandığında hormonal kontrasepsiyon kesilmeli ve eğer gerekiyorsa hastanın
hormonal olmayan kontraseptif önlemler alması önerilmelidir.
Karaciğer enzimleri ile etkileşen ilaçlarla (birçok antikonvülzan ve antibiyotikler) uzun
süreli tedavi seks hormonlarının klirensini artırabilir ve klinik etkinliğini azaltabilir. Bu
tür karaciğer enzimi ile etkileşme özelliği hidantoinler, barbitüratlar, primidon,
karbamazepin ve rifampisinde gösterilmiştir ve okskarbazepin, topiramat, felbamat ve
griseofulvin için de kuşkular vardır. Maksimal enzim indüksiyonu genellikle 2-3
haftadan önce görülmez ancak tedavi kesildikten sonra en az 4 hafta sürebilir.
Nadir olguda, eş zamanlı olarak belli antibiyotiklerin (örn. penisilinler ve tetrasiklin)
kullanılması durumunda estradiol düzeylerinde düşme gözlenmiştir.
Konjugasyona uğrayan maddeler (örneğin parasetamol) emilim sırasında
konjugasyon sisteminin kompetetif inhibisyonu ile estradiolun biyoyararlılığının
artmasına yol açabilirler.
Belli olgularda glukoz toleransı üzerindeki etkinin sonucu olarak oral antidiabetiklere
ve insuline gereksinim değişebilir.
• Alkolle etkileşim
HRT kullanımı sırasında akut alkol alınması dolaşan estradiol düzeylerinde
yükselmelere yolaçabilir.
• Laboratuvar Testleri
Seks steroidlerinin kullanılması, karaciğer, tiroid, adrenal ve renal fonksiyonların
biyokimyasal parametrelerini, kortikosteroid bağlayıcı protein ve lipid/lipoprotein
fraksiyonları gibi taşıyıcı proteinlerin plazma düzeylerini ve karbonhidrat
metabolizması, koagulasyon ve fibrinoliz parametrelerini içeren bir grup laboratuar
testinin sonuçlarını etkileyebilir.
Kullanım şekil ve dozu
HRT kullanımına tekrar başlayacak ya da yeni başlayacak olanların
“Kontrendikasyonlar” ve “Uyarılar/Önlemler” bölümleri dikkate alınarak anamnezi tam
olarak alınmalı ve fizik muayenesi yapılmalı, ve periyodik olarak tekrarlanmalıdır. Bu
değerlendirmelerin sıklığı ve içeriği her kullanıcıya göre adapte edilmeli ancak genel
olarak rutin servikal sitoloji dahil olmak üzere pelvik organları, batını, memeleri ve
kan basıncını içermelidir.
• Yaşlılar da dahil olmak üzere erişkinler:
Eğer hasta halen adet görmekteyse, tedavi siklusun beşinci gününde başlamalıdır
(Kanamanın ilk günü=siklusun ilk günü).
Amenoreik olanlar veya çok nadir kanamaları olanlar ile postmenopozal hastalar
gebelik ekarte edildikten sonra tedaviye her hangi bir zamanda başlayabilirler
(Bakınız: Gebelik ve Laktasyon).
Dozaj
İlk 11 gün boyunca hergün bir beyaz draje alınır. Sonraki 10 gün boyunca ise hergün
bir pembe draje alınır.
21 günlük draje alımını takiben 7 gün draje alınmaz.
Uygulama
Her pakette 21 günlük tedavi bulunmaktadır. Yeni bir paket Climen’e, 7 günlük draje
alınmayan dönemi takiben, bir öncekinin başlandığı günde başlanmalıdır. Drajeler
bütün olarak bir miktar su ile yutulur.
Hastanın drajeyi günün hangi saatinde aldığı önem taşımaz, ancak belli bir zaman
seçildikten sonra buna hergün uyulması gerekir. Drajenin zamanında alınamaması
durumunda izleyen 12-24 saat içinde alınabilir. Eğer tedaviye daha uzun ara verilirse
düzensiz kanama görülebilir.
Kanama sıklıkla 7 günlük ilaç alınmayan dönem sırasında, son drajenin alınmasını
takiben birkaç gün içinde gerçekleşir.
Doz aşımı
Akut toksisite çalışmaları, günlük terapötik dozun yanlışlıkla bir kaç kez alınması
halinde dahi akut toksisite riskinin beklenmediğini göstermiştir.
Saklama Koşulu
30°C 'nin altında oda sıcaklığında saklanmalıdır.
Ticari takdim şekli
21 drajelik takvimli orijinal ambalaj
Schering S. A., Fransa'da imal, Schering AG, Almanya'dan ithal edilmiştir.
Ruhsat tarihi : 01.04.1994
Ruhsat no : 94/35
Ruhsat Sahibi : Schering Alman İlaç ve Ecza Tic.Ltd.Şti
Onay tarihi: 10/09/03
34668 Üsküdar-İstanbul
Reçete ile satılır.
Onay tarihi: 10/09/03


İlacabak Logo


Önemli Uyarı : İlacabak.com Sitemizde ilaç satışı, ilaç temini veya ilaç promosyonu gibi bir faaliyetimiz yoktur. Ayrıca sitemiz üzerinde tıbbi konularda yardım veya danışma hizmeti de verilmemektedir. Sitede yer alan tüm bilgiler hasta ve doktorların ilaçlar hakkında bilgi sahibi olması için hazırlanmıştır. Sitemizdeki bilgilerin eksik veya güncellenmemiş olmasından sitemiz yasal sorumluluk altında değildir. Siteye giren kullanıcılarımız bu koşulları kabul etmiş sayılır. İlaç kullanmadan önce, lütfen doktorunuza danışınız.

İlacabak sosyal medyada :
İlacabak Twitter Sayfası İlacabak İnstagram Sayfası İlacabak Facebook Sayfası

© 2005 - 2022 İlacabak.com. Her hakkı saklıdır.